İSMAİL ZÜHDÎ EFENDİ

Dr. Mürselin GÜNEY

Hüsnühat (Eski harflerle güzel yazı) sanatının önde gelen ve kendine mahsus bir çığır açmış olan üstadlarından biridir. Kendisinden evvel yaşamış olan aynı isimdeki bir başka hattattan tefrik edilmek için "Yeni Zühdi" veya "İkinci Zühdi" diye de anılır. Babası Ünyeli Mehmed Kaptan'dır. İslami yazı sanatının en büyük dahisi kabul edilen Mustafa Rakım Efendi'nin de büyük kardeşidir. 18. yüzyılın ilk yarısında Ünye'de doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Genç yaşta babası tarafından istanbul'a getirildi. Dini ilimler tahsili yaptı ve Kuran-ı Kerimi hıfzetti. Bu yıllarda, Ahmed Hıfzı Efendi'den sülüs ve nesih dersleri almaya başladı ve icazet aldı. Sadece bu hattattan değil bir çok üstaddan sanatını geliştirmek için faydalandığı anlaşılmaktadır. İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın bildirdiğine göre, İsmail Zühdi Efendi'nin kendi talebelerine verdiği icazetnamelerde birbirinden farklı hocalarının adı geçmektedir.

Abdullah Münif adındaki bir talebesine verdiği hicri 1184 (Miladi 1770) tarihli hat icazetnamesinde "İsmail Zühdi min tilamizi Ahmed Hıfzı ve hüve min tilamizi Abdullah ve hüve min tilamizi Mehmed Rasim ve hüve min tilamizi Abdullah ve hüve min tilamizi Hafız Osman" şeklinde meşk silsilesini saymakta ve bu koldan silsile meşhur hattat Hafız Osman'a ulaşmaktadır.

Hicri 1204 (Miladi 1789) tarihinde Mustafa İzzet adlı talebesine verdiği hat icazetnamesine ise " İsmail Zühdi min tilamizi elhac Mehmed Emin ve hüve min tilamizi Mehmed Rasim" (İsmail Zühdi, Hacı Mehmed Emin'in talebesi, o da Mehmed Rasim'in talebesi) şeklinde ketebe koymuştur. İsmail Zühdi Efendi'nin ayrıca Mehmed Şakir Mihalicî'den de hicri 1180 (Miladi 1766) yılında icazet aldı. Bu icazetname Topkapı Sarayı Müzesi'nde muhafaza edilmektedir.

Hat sanatındaki üstün mevkii sebebiyle, Sultan 3. Mustafa döneminde Osmanlı Saray-ı Hümâyunu hattatlığına tayin edildi. Pek çok eser verdi. Eserleri arasında bilhassa 40 kadar Kur'an-ı Kerimi zikretmek gerekir. Bunun dışında, Peygamber Efendimiz'in vasıflarını anlatın bir çok hilye-i saadet, En'am-ı Şerif'ler, talebelere hat meşki için kullanılan çok sayıda murakkaa ve çok sayıda da kıt'a ve levha yazdı. Yazdığı Kur'an-ı Kerim'lerden ikisi Topkapı Sarayı Müzesi'ndedir. Eyüp Sultan'da bulunan Şeyh Sultan Türbesi'nin celî sülüs yazıları da ona aittir.

İsmail Zühdi Efendi, kendisinden bir asır önce yaşamış olan Hafız Osman'ın en güzel yazılarından örnekleri inceleyerek, birbirine en uygun nisbetlerle sülüs ve nesih yazıyı kendi zamanına göre en ileri âhenge ulaştırmıştır. Sülüs ve nesih yazılarda Şeyh Hamdullah (1429-1520) ve Hafız Osman'dan (1642-1698) sonraki üçüncü büyük süzülme ve arınmayı gerçekleştirmiştir. Böylece, hat sanatında herkesin kabul ettiği bir "İsmail Zühdi tavrı" ortaya çıkmıştır. Yazılarını tashihsiz olarak, yani hiç düzeltme yapmaksızın mükemmel şekilde yazmakla da meşhurdu. Hat sanatıyla ilgisi olanlar tahsihsiz yazı yazmanın ne kadar müşkül olduğunu takdir ederler.

İsmail Zühdi'nin hattı ile yazılmış herhangi bir eserin aslı, taşıdığı manevi değer bir yana, çok büyük maddi değere de sahiptir. Sabancı Holding'e ait hat koleksiyonunda İsmail Zühdi Efendi'ye ait 4 eser bulunmaktadır. Bu eserlerden birinin de bulunduğu çeşitli hat sanatı eserleri 1998 yılında Newyork Metropolitan Sanat Müzesinde sergilenmiştir. Aynı sergi 1999 yılında Los Angeles Sanat Müzesinde tekrarlanacaktır. İsmail Zühdi'nin herhangi bir eseri, dünyanın en önemli müzelerine derhal kabul edilecek kadar yüksek sanat değerine sahiptir.

İsmail Zühdi Efendi verdiği kıymetli eserlere ilave olarak, pek çok değerli talebe yetiştirdi. Bunların arasında Şânîzâde Atâullah Efendi, İbrahim Şevki Efendi, Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi ve Mustafa Rakım Efendi'yi bilhassa zikretmek gerekir. Şânîzâde Atâullah Efendi, eskilerin "hezârfen" yani "bin fenli" tabir ettikleri, pek çok ilimde ihtisas sahibi olan ve bilhassa hekimliği ile meşhur olan bir büyük zat idi. İbrahim Şevki Efendi, padişahın emriyle balkan eyaletlerinde hat hocası olarak görevlendirilen mühim bir hattattı. Mustafa Behçet Efendi ülkemizde modern tıp eğitiminin başlamasına önayak olmuş kıymetli bir bilgindir.

İsmail Zühdi'nin kardeşi olan Mustafa Rakım Efendi ise erbabının ittifakla söyledikleri gibi, gelmiş geçmiş hattattların en üstünüdür. Bu sebeple, İsmail Zühdi Efendi'nin en değerli eseri Mustafa Rakım Efendi'dir demek yerinde olacaktır.

İsmail Zühdî Efendi Osmanlı saray hattatlığı görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1806 senesinde, Ramazan bayramının birinci günü (Hicri: 1 Şevval 1221) vefat etti. Tarihi Edirnekapı kabristanına, büyük şair Bâkî'nin mezarı yakınına defnedildi. İstanbul'un en eski mezarlıklarından olan ve son yarım asırda büyük tahribata uğrayan bu mezarlıkta İsmail Zühdî Efendi'nin mezarı, mühim şahsiyetlere ait ayakta kalabilmiş az sayıdaki mezardan biri olarak varlığını hâlen sürdürmektedir.

İsmail Zühdî Efendi'nin mezar taşları kardeşi büyük hattat Mustafa Râkım tarafından yazılmıştır. Bu taşlar, hat sanatının şaheserleri arasında addolunmaktadır. İsmail Zühdî Efendi'nin mezarının günümüze kadar tahrip edilmeden gelebilmesi, sanat erbabının bu mezar taşlarının kıymetini takdir edip koruma altına alması sayesinde mümkün olabilmiştir.

İsmail Zühdî Efendi'nin kabrinin başındaki taşda sülüs hattıyla şunlar yazılıdır:

Kâtibü's-Saray-is-Sultâni ve hâzini kelamü'l-Rabbani resiul hattatin merhum İsmail-üz-Zühdi Efendi ruhiyçün fatiha 1221 (Sultan sarayının katibi ve Allah kelâmının mahfazası rahmetli İsmail Zühdi Efendi ruhu için fatiha)

Kabrin ayak taşında ise tâlik hattıyla şu satırlar yazılıdır:

Ruhu için lillâhil fatiha

Dirigâ hoş nivîsânı zemânın Zühdi-i üstâd

Vefât etdi kim âsâriyle zeyn olmuşdı her mahfil

Kalem dûdi dilin kıldı mürekkeb yazdı tarîhin

Kubûri eyledi hattât Zühdî âh kim menzîl

Yevmül îd fi 1221

Günümüz Türkçesine bu satırlar şöyle aktarılabilir:

Ah ne yazık, zamanın güzel yazı yazanlarının üstâdı olan Zühdi Vefat etti, ki onun eserleriyle her mahfil süslenip güzelleşmişti? Kalem yanık gönlünden çıkan dumanları mürekkep haline getirip ölüm tarihini şöylece yazdı:

Ah ki, hattat Zühdi kabirleri menzil (varılan yer) eyledi

1221 senesi bayram günü

Ayakucu taşındaki bu yazıyı nazmedenin de bizzat Hattat Mustafa Râkım olduğu yazının sonundaki imzadan anlaşılmaktadır.

En büyük ve çığır açan hattatlardan biri olarak kabul edilen İsmail Zühdi Efendi'nin hayatı hakkında bütün bilinenler bu kadardır. Zamanında yaşayanların kaleminden onunla ilgili bunun dışında bir bilgi günümüze kadar gelmemiştir. Devlet arşivlerindeki vesikalar üzerinde yapılacak yeni araştırmaların onun hakkında ilâve bilgiler temin etmesi mümkündür.

İsmail Zühdi’nin bir sülüs levhası. Eski hattatlardan Hafız Osman’ın bir yazısını örnek alarak yazmış ve bunu saygıdan dolayı imza kısmında belirtmiştir.

İsmail Zühdi’nin celî sülüs bir yazısı. Altta küçük harflerle imzası okunmaktadır.

Ana Sayfaya Dönüş